Lise öğrencisi Melis Bingöl, Muharrem Ayı’nda ilk kez cemevine gittiğini, katıldığı cem sonrasında ise inançsal anlamda aldığı kararları PİRHA’ya anlattı. Bingöl, cemevlerinde gençlerin oranına değinerek, Alevi inancının yaşatılması için ailelerin, çocuklarını cemevlerine göndermesi çağrısında bulundu.
İlk defa cem erkanına katılan lise son sınıf öğrencisi Melis Bingöl, 1 aylık süre içerisinde yaşadıklarını anlattı.
Aslen Yozgatlı olduğunu belirten Melis Bingöl, ailesinin ekonomik nedenlerden dolayı Antalya’ya göç ettiğini ifade etti. Antalya’da dünyaya geldiğini söyleyen Bingöl’ün, kendisinden küçük olan bir de kardeşi bulunuyor.
Bağlama çalmaya ilkokul 5. sınıfta başladığını söyleyen Bingöl, daha sonrasında ise Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Antalya Şubesi Konuksever Cemevi’ndeki saz kursuna devam etiğini belirtti.
Bingöl, saza başlamasına vesile olan gelişmeyi ise “Bir Alevi genci olarak Özlem Özdil’i çok severek dinliyordum. Kendime örnek aldığım bir sanatçı Özlem Özdil ve Erdal Erzincan. O yüzden bağlamaya olan sevdam buradan geliyor” sözleriyle anlattı.
“ARTIK CEMEVİNE SÜREKLİ GELMEYE KARAR VERDİM”
Çocukluğundan beri cemevine gelmediğini de belirten Bingöl, “Anneme ‘Daha önceleri neden cemlere gitmiyoruz?’ diye söylüyordum. Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nin Facebook sayfasından anneme bildirim gelmiş, Yass-ı Muharrem ayı nedeni ile aşure verilecek diye… Sonra annemle derneğin verdiği aşureye geldik. Aşureden sonra cem var dediler ve katıldık. Cemde birçok kişiyle tanışıp kaynaştım. O andan sonra cemevine gelmeye devam edeceğime karar verdim. Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nin yaptığı cemlere ve semah eğitimi almak için 1 aydır çalışmalara geliyorum. Ancak ceme katıldığımda gençlerle pek karşılaşmıyorum. Genelde 45 yaş üzeri insanlarla karşılaşmaktayım. Gençler var ama bir elin parmağını geçmiyor” diye konuştu.
“KÜLTÜRÜNÜ ÖĞRENMEK İSTEYEN GENÇLER, CEMEVLERİNE GELMELİ”
Kültürünü ve inancını benimseyen insanların cemevine gelmesi gerektiğine vurgu yapan Bingöl, “Burada bilmediğiniz birçok şeyi öğrenebilirsiniz. Ben semah dönmeyi bilmiyordum, arkadaşlarım vasıtasıyla öğrenmeye başladım” diye ifade etti.
Melis Bingöl, Alevilik konusunda sadece küçük yaştayken anneannesinden birkaç bilgi öğrendiğini belirterek şöyle devam etti:
“Yaşım ilerledikçe Ahmet Kaya’nın, Deniz Gezmiş’in Mahir Çayan’ın hayatını büyüklerim bana anlattı. Bunları dinledikten sonra daha çok kültürümü, inancımı benimsedim.
Küçüklüğünden beri hep türkü dinlerdim. Çevremdekiler başka şeyler dinlerken ben, Neşet Ertaş, Arif Sağ dinlerdim. Çocukluğum türkü dinlemekle geçti. O yüzden bağlamayı bu sebepten dolayı çok seviyorum.
Arkadaşlarım genelde Kürt. Ben Kürt değilim. Benim için ırkın hiçbir önemi yok. Irk, ayrım yapılacak bir şey değil. Önemli olan insanın karakterli olmasıdır. Bir insan çok kötü ise ona ayrımcılık yapılabilir ama bir insanın kimliği, dili, inancı sebebiyle ayrımcılık yapılamaz. Arkadaşlarım da benim gibi düşünen insanlar. Okuldaki öğretmenler de genel olarak ayrımcılık yapmıyorlar. Hocalarım Sünni’dir, benim Alevi olduğumu bilirler. Hocalarımla oturur deyiş söyleriz. Ben Türküm ama Kürtçe türkü de söylerim.”
“ALEVİLİĞİ ÖĞRENMEK AİLEDEN BAŞLIYOR”
Gençlere ve annelere yönelik çağrıda bulunan Melis Bingöl, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
Ceme ilk geldiğimde beklerken bir teyze bize matem orucunun nedenini, Hz. Hüseyin’in şehit olmasını anlatmıştı. Gençseniz inancınızı, kültürünüzü benimsiyorsanız ve de bir şeyler öğrenmek istiyorsanız cemevlerine gelmelisiniz. Aslında ilk başta iş ailede bitiyor. Ailelerin, Aleviliği çocuklarına anlatması gerekiyor. Buradan ailelere sesleniyorum, çocuklarınızı yönlendirecek olan sizlersiniz”
Cebrail ARSLAN/PİRHA